Bakan Murat KURUM sanayide yeşil dönüşüm seminerine katıldı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Sanayide Yeşil Dönüşüm Semineri”nde yaptığı konuşmada “Organize sanayi bölgelerinde hep o derelerimizde gördüğümüz boyalardan kaynaklı kirliliğin giderilmesine ilişkin çok önemli bir çalışmayı önümüzdeki dönemde zorunlu hale getireceğiz… Çocuklarımıza daha yeşil, daha temiz bir dünya bırakabilme adına da bu yeşil dönüşümü sanayide ve her alanda gerçekleştirmek durumundayız. Çünkü dünya ortak evimiz. Ortak evimiz dünyamıza hep birlikte sahip çıkmak zorundayız… Birleşmiş Milletlerin 2022 yılında yayınladığı küresel riskler raporu ile bir kez daha gördük ki yaşadığımız afetlerin yüzde 91'i de iklim değişikliği kaynaklı. Bu artık tüm ülkelerde yaşanan bir sorun. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonuyla önümüzdeki yüzyıl, verimliliğin ve sürdürülebilirliğin yüzyılı olacak… COP27 toplantısında da ulusal katkı ve beyanımızda 2030 yılında emisyon artıştan, azalış hedefimizi yüzde 41’e yükselttiğimizi ifade ettik. Bu hedef doğrultusunda aslında 2030 yılı için sadece 500 milyon ton emisyon oluşumunu engelleme hedefini ortaya koyuyoruz… Havamızı, suyumuzu, toprağımızı, çevremizi koruyan tesislerimize Yeşil Dönüşüm Belgesi vereceğiz… Yeşil Ekonomi ile birlikte 10 yıl içerisinde on binlerce kardeşimize istihdam oluşturacağız, ülkemizin gençliğine de umut olacağız.” şeklinde konuştu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Sanayide Yeşil Dönüşüm Semineri”nde yaptığı konuşmada, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonuyla önümüzdeki yüzyıl, verimliliğin ve sürdürülebilirliğin yüzyılı olacak.” dedi.

Bakan Murat Kurum, Ankara Crowne Plaza Otel'de düzenlenen Sanayide Yeşil Dönüşüm Semineri’ne katıldı. Bakan Kurum, burada tekstil sektöründe temiz üretim uygulamaları kapsamında geliştirilen prototipleri inceledi.

Ardından seminerde konuşmasını yapan Bakan Kurum, Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) yeni bir çalışmanın yakın zamanda hayata geçirileceğini bildirerek, “Seminere katılırken yeni hidrojen teknolojisiyle doğalgazın daha az kullanıldığına ilişkin bir ARGE çalışmasını gördük. OSB’lerdeki hep o derelerimizde gördüğümüz boyalardan kaynaklı kirliliğin giderilmesine ilişkin çok önemli bir çalışmayı inşallah önümüzdeki dönemde artık zorunlu hale getireceğiz. Derelerimizde gördüğümüz kirliliği ortadan kaldıracak bir çalışma olacak. Oradan kazanılan su ve tuzun da üretimde yeniden kullanımına ilişkin bir çalışma pilot olarak iki alanda deniyoruz. İnşallah tüm OSB’lerimizde zorunlu hale getireceğiz.” diye konuştu.  

“Çocuklarımıza daha temiz bir dünya bırakabilmek için yeşil dönüşümü her alanda gerçekleştirmek zorundayız”

Bakan Kurum, Sanayide Yeşil Dönüşüm Semineri’nin Türkiye adına çok önemli bir toplantı olacağını vurgulayarak, “Bizim en önemli kaygımız geleceğimiz. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımız. Çocuklarımıza çok güzel, daha yeşil, daha temiz bir dünya bırakabilme adına da bu yeşil dönüşümü sanayide ve her alanda gerçekleştirmek durumundayız. Çünkü dünya ortak evimiz. Ortak evimiz dünyamıza hep birlikte sahip çıkmak zorundayız. Bu alanda hemen hemen tüm sektörlerimizi ilgilendiren adımları da hep birlikte atmak zorundayız. Bu bir bayrak yarışı. Biz de bu yarışta Türkiye Cumhuriyeti olarak inşallah en önde gideceğiz. Geleceğimiz ve gençlerimize çok daha temiz bir Türkiye, bir dünya bırakma hedefiyle çalışma hedefimizi yürüteceğiz.” ifadelerini kullandı.

Bakan Kurum, iki gün sürecek “Sanayide Yeşil Dönüşüm” seminerinde birçok alanda istişare etme fırsatı bulacaklarını belirterek 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedeflerine ulaşma noktasında yapılan tüm bu çalışmaların İklim Kanunu’na da altlık olacağını ifade etti.  

“Yaşadığımız afetlerin yüzde 91'i de iklim değişikliği kaynaklı”

Çevreye ve doğaya ne kadar hassas davranılırsa, doğanın da o şekilde karşılık vereceğini vurgulayan Bakan Kurum, “Maalesef insan eliyle meydana gelen iklim değişikliği nedeniyle bugün barınmadan ulaşıma, tarımdan sanayiye ve tedarik zincirine kadar birçok alanda olumsuzluklar yaşadığımızı da hep birlikte görüyoruz. Birleşmiş Milletlerin (BM) 2022 yılında yayınladığı küresel riskler raporu ile bir kez daha gördük ki yaşadığımız afetlerin yüzde 91'i de iklim değişikliği kaynaklı. Bu artık tüm ülkelerde yaşanan bir sorun. Ülkemizin tarihsel bir sorumluluğu olmamasına rağmen biz de iklim değişikliğinden etkilenen ülkelerden bir tanesiyiz.” dedi.

Pakistan’da yaşanan sel felaketinin ardından çadır kurulacak alan bile olmadığını hatırlatan Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle son yıllara baktığımızda da, Türkiye olarak Akdeniz havzasında yer alan bir ülkeyiz ve bu afetlerden yoğun bir şekilde etkileniyoruz. Yaşadığımız sel afetleri, yangınlar, Marmara Denizi'nde daha önce hiç görmediğimiz müsilaj bunun en somut ve en üzücü maalesef örnekleri ve bunların sayısı, sıklığı, şiddeti giderek artıyor. İşte bu manzara bizlere iklim değişikliği ile mücadelenin aslında ülkemizin istikbal ve istiklal meselesi olduğunu da acı sonuçları ile birlikte net bir şekilde göstermektedir. Biz de bu noktada kararlıyız, iklim değişikliği çalışmalarımızı da tüm sektörlerimizle birlikte yürütüyoruz. Bu kapsamda çok çok önemli çalışmalar yaptık.”

“2023’te İklim Kanunu’nu, 2053 net sıfır emisyon hedeflerimize uygun bir şekilde belirlemiş, ortaya koymuş olacağız”

Bakan Murat Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu vizyon çerçevesinde tüm paydaşlarla bir araya gelindiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Geleceğimize ve 2053 vizyonumuza ilişkin çalışmaları ortaya koyuyoruz. Bu anlamda gerçekten çok önemli yol kat ettik. İlk önce ‘Yeşil Kalkınma Yolunda Türkiye’ başlığıyla bir istişare toplantısı düzenledik. Ardından Türkiye'nin ilk İklim Şurası’nı bilim insanlarımızla birlikte gerçekten toplumun tüm kesimlerinin orada olduğu, fikirlerin, önerilerin, düşüncelerin özgürce paylaşıldığı bir seminerdi. Bu seminerde çok çok önemli kararlar aldık. 217 kararla birlikte aslında bu önümüzdeki sürece ilişkin atacağımız adımlarında önemli altlığını da teşkil etti. İklim Koordinasyon Kurulumuzla birlikte de İklim Kanunu çalışmalarımızda artık sona geldik. Tabi, tüm bu yaptığımız çalıştaylar, şuralar, seminerler, görüşmelerimiz çerçevesinde İklim Kanunu altlığı hazırlandı. İnşallah, Yüce Meclis’imizin de takdiri ile 2023 yılında İklim Kanununu 2053 net sıfır emisyon hedeflerimize yine uygun bir şekilde belirlemiş, ortaya koymuş olacağız.”

“Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm kurumlarımızla özel sektörümüzle işbirliği içerisinde iklim değişikliği ile mücadelemizi de kararlı bir şekilde sürdürüyoruz”

Paris Antlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte Türkiye’nin bir vizyon ortaya koyduğunu belirten Bakan Kurum, “2053’e ilişkin net sıfır emisyon hedefi ile birlikte bu alanda çalışmalar yapacağımızı tüm dünyaya da ilan etmiş olduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm kurumlarımızla özel sektörümüzle işbirliği içerisinde iklim değişikliği ile mücadelemizi de kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonuyla önümüzdeki yüzyılın verimliliğin ve sürdürülebilirliğin yüzyılı olacağını ve bu yüzyılı da işte bu salondaki siz değerli dostlarımızla birlikte inşa edeceğimizi de ifade etmek isterim.” şeklinde konuştu.

“2030 yılında 500 milyon ton emisyon oluşumunu engelleme hedefini ortaya koyuyoruz”

2053 net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda Mısır’da COP27 toplantısına katıldıklarını hatırlatan Bakan Kurum şunları söyledi:

“Toplantıda ülkemizin ulusal katkı beyanını açıkladık ve bu çerçevede 2030 yılı için daha önce verdiğimiz emisyon artıştan yüzde 21 azalış hedefimiz vardı. Bu hedef doğrultusunda İklim Koordinasyon Kurulu ve tüm sektörlerimiz ile birlikte bilimsel bir çalışma yaptık. Bu bilimsel çalışma 2053 vizyonumuzla da uyumlu bir şekilde yapıldı ve önümüzdeki 50 yıla ilişkin hedefleri ortaya koyduk. Sanayiden ulaşıma, turizmden tarıma, yenilenebilir enerjilerin arttırılmasına, sanayideki üretim tekniklerinin gözden geçirilmesine, tarımdaki gerek ürün çeşitliliği gerek sulama projeleri ve organik üretimden tutun da insan sağlığını çevreye doğaya ilgilendiren tüm parametreler görüşüldü. Bu hedefler doğrultusunda da 2053 vizyonda uyumlu bir şekilde çalışmalar yaptık. COP27 toplantısında da ulusal katkı ve beyanımızda 2030 yılında emisyon artıştan, azalış hedefimizi yüzde 41’e yükselttiğimizi ifade ettik. Bu hedef doğrultusunda aslında 2030 yılında 500 milyon ton emisyon oluşumunu engelleme hedefini ortaya koyuyoruz. Ülkemizin gerçekleşen emisyonu yaklaşık 500 milyon ton dolayısıyla sadece 2030 yılında bugün ürettiğimiz emisyondan feragat ettiğimizi çocuklarımız, geleceğimiz adına bu mücadeleyi vereceğimizi tüm dünyaya ilan ettik. Bu önemli bir hedefti, bu hedef doğrultusunda en geç 2038 yılına kadar da emisyonlarımızı pik noktasına ulaştıracak ve akabinde de de net sıfır emisyon hedefimize de güçlü politikalarımızla birlikte ilerlemeye devam edeceğiz.”

“Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’mizin pilot uygulaması 2024 yılında başlayacak”

Ulusal katkı kapsamında öngörüldüğü üzere enerjiden sanayiye, ulaştırmadan binalara, atık sektöründen yutak alanlara kadar her alanda bir dönüşüm süreci yaşatacaklarını dile getiren Bakan Kurum, “Bu çerçevede 2024 yılında pilot uygulamasını başlatacağımız Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi kurma çalışmalarında da artık son noktaya geldik. 2024 yılında İnşallah ülkemizde hayata geçireceğimiz Emisyon Ticaret Sistemi ile birlikte sektörümüzde artık fazla emisyon üretenlerin cezalandırıldığı az emisyon üretenlerin ödüllendirildiği bir sistemi de hayata geçirmiş olacağız. Karbon fiyatlama mekanizmasından elde edeceğimiz gelir olacak; bu da bu gelir ile birlikte de aslında sanayicilerimizin temiz üretim ve yatırım süreçlerine destek olacağız. Yani az kirleteni ödüllendirdiğimiz bir süreç üretimine ve istihdamına destek olduğumuz bir süreci de yönetmiş olacağız.” şeklinde konuştu.

“Yeşil Ekonomi ile birlikte 10 yıl içerisinde on binlerce kardeşimize istihdam oluşturacağız, ülkemizin gençliğine de umut olacağız”

“Yeşil Kalkınma devrimi çerçevesinde üretirken kirletmemeyi merkeze alacağız. Üreteceğiz büyüteceğiz, gelişeceğiz ama çevremize zarar vermeyeceğiz.” diyen Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Doğamızı kirletmeyeceğiz ve üretimimizin merkezinde insanımız olacak, çevremiz olacak, doğamız olacak ve ülkemizin üretimini de ihracatını da inşallah daha da artıracağız.  Bu çerçevede Emisyon Ticaret Sistemi ile yeşil kalkınma ve sürdürülebilir sanayi anlayışıyla çalışmalarımızı, üretimimizi yapacağız. Bu süreçte bir yeşil ekonomi oluşacak. Belki bugün kamuoyu insanımız bu ifadeleri yeni duymaya başladı ama önümüzdeki 50 yılda en önemli gündem maddemizin bu olacağını da burada ifade etmek isterim. 10 yıl içerisinde bu yeşil ekonomi ile birlikte on binlerce kardeşimize istihdam oluşturacağız ve ülkemizin aslında gençliğine de umut olacağız.  Burada gençlerimize de çağrıda  bulunmak gerekirse evet biz gençlerimiz adına bu çalışmaları yapıyoruz ki yürüdüğümüz her yolda, aldığımız her kararda, attığımız her adımda hep gençlerimizle birlikte olduk.”

Havamızı, suyumuzu, toprağımızı, çevremizi koruyan tesislerimize sanayide ‘Yeşil Dönüşüm Belgesi’ vereceğiz”

Tüm Organize Sanayi Bölgelerini “Yeşil OSB’ye” çevireceklerini kaydeden Bakan Murat Kurum, OSB’lerdeki yeşil dönüşümü örnek bir modelle tüm sektörlere yayılacağını bildirdi.

OSB’lerin, sanayilerin önemli bir yükünü çektiğine dikkat çeken Bakan Murat Kurum, “Yeşil OSB anlayışıyla inşallah dalga dalga bu değişimi, bu dönüşümü gerçekleştirmiş olacağız. Atacağımız her bir adımla da sanayide yeni dönüşümde, yeşil dönüşümde yeni sayfaları hep birlikte açmış olacağız. Enerji ve kaynak verimliliği, hava, su ve toprak için sıfır kirlilik prensibini gösteren tesislere de yine çevresel üretim göstergesi olarak sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi vereceğiz. Havamızı, suyumuzu, toprağımızı, çevremizi koruyan tesislerimize bu belgelerimizi vereceğiz. Çevreci bir yaklaşımla faaliyetlerini sürdürdüklerine dair de bu belgeyi alan tesislerin çevresel taksonomi kriterlerini karşılayarak çevre yatırım fonlarından, Avrupa Birliği (AB) fonlarından, yine uluslararası fonlardan ve yeşil finansmanlarından bu belgeleri almış, sıralamaya girmiş taksonomide o sırada yer almış tesislere kredi imkânları finans imkânları sağlamaları noktasında gerekli adımları atacağız. Sanayi üretimimizin yüzde 45'ini oluşturan OSB’lerimiz inşallah yeşil dönüşümde öncü rol üstlenecekler.” dedi.

“2022 yılında 2.8 milyon ton attığı, alternatif hammadde olarak üretimde kullanımını sağladık”

Bakan Murat Kurum, bu sayede çevresel iyileştirmenin yanı sıra, ülkemiz sanayisinin dünya standartlarında üretim seviyesini yakalayacaklarını, ihracat pazarında da eşit şartlarda rekabet etme gücüne erişmesine ve dünya piyasalarında yüksek payla yer almasını sağlayacaklarını belirtti. Bakan Kurum, “Tabi güçlü bir ihracat için hammadde yönündeki eksikliklerimizi de OSB’lerimize yaptığımız dönüşümle karşılamaya gayret gösteriyoruz. Şunun altını önemle çizmek istiyorum ki; Türkiye ve sanayicilerimiz yurt dışından bir zaman çöp getirmediler. Çöp değil hammadde ithal ettiler ve sanayide yeşil dönüşümün en önemli adımlarından birini atarak tüm bu atıkları hammadde olarak kullandılar. Bu yolla 2022 yılında 2.8 milyon ton attığı, alternatif hammadde olarak sanayimizde ve üretimimizde kullanımını sağladık. Çevremizi, doğamızı bu atıklardan koruduk ve milletimizin cebine de yine gelir olarak geri döndürdük. İşte kaynaklarımız sınırsız değil diyoruz. Suyumuzu, havamızı korumak zorundayız diyoruz. İşte bir tişörtün üretiminde 2 bin 700 litre su kullanılıyor ve onu bir sezon giyiyor ve atıyoruz.” diye konuştu.

“Sürdürülebilir döngüsel ekonomi anlayışını ülkemizin merkezine oturtacağız.”

Bakan Kurum, kullanılan suyun ve ham maddelerin yeniden kullanılması noktasında üretim tekniklerini geliştirmek zorunda olduklarının altını çizerek “Şunu herkes iyi bilmelidir ki biz sanayicimizle birlikte ülkemizin kalkınması için hem doğamızı ve çevremizi koruyacağız, hem de yeşil dönüşümün tüm adımlarını birlikte atacağız. Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde yürüttüğümüz sıfır atık hareketiyle okullardan kamu binalarına ve sanayi tesislerimize, yerel yönetimlerimizden insanımızın, vatandaşımızın kullandığı her alanda geri dönüşümü de yaygınlaştıracağız. Bu çerçevede sürdürülebilir döngüsel ekonomi anlayışını ülkemizin merkezine oturtacağız.” ifadelerini kullandı.

Bakan Kurum, Türkiye’nin yeşil dönüşüme etki eden, yön veren, lider bir ülke olarak bu süreci yürüteceğini ve hiç kimsenin, hiçbir yerin geride bırakılmadığı anlayışıyla 84 milyon vatandaşın içinde yer aldığı çalışmalar yürüteceklerini de sözlerine ekledi.

6.12.2022